UYARI

UYARI
Türk Ceza Kanununun 226. maddesi uyarınca 18 yaşından küçüklerin bu siteyi gezmeleri Yasaktır. 18 yaşından küçük iseniz derhal siteyi terkedin 18 yaşından küçük olan kişilerin bu siteye girmesini önlemek için, internet ortamında veya bilgisayar satış mağazalarında satışı gerçekleşen “AİLE KORUMA PROGRAMI” satın alabilir ve bilgisayarınıza bu programı kurarak, sitemize girişi engelleyebilirsiniz.

21 Eylül 2009 Pazartesi

Fwd: Ben de 2'yi seçtim.....

LÜTFEN SONUNA KADAR OKUYUN LÜTFENNNNNN

Ne yapardiniz? Karari siz verin. Komik bir cümle beklemeyin, çünkü yok.
Yine de okuyun. Sorum şu: Aynı kararı siz verir miydiniz?

Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara özel eğitim veren bir okul icin bağıs toplama yemeğinde, çocuklardan birisinin babası katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı. Okula kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu: 'Dışardaki etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa herşeyi mükemmel bir şekil ve sırada yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor. Oğlumda doğal olması gereken şeyler nerede?' Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar.

Baba devam etti. 'Ben inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve zeka engelli Shay gibi bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini gösterme fırsatını buluyor ve bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde kendini gösteriyor.' Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı:

Shay ve babası bir gün parkta Shayin tanıdığı birkaç çocuğun baseball oynadıklarını gördüler.
Shay sordu, 'Acaba oynamama izin verirler mi?' Shay'in babası çoğu çocuğun Shay gibi bir çocuğun takımlarında oynamasını istemeyeceklerini ama aynı zamanda eğer oğluna izin verirlerse oğlunun o çok ihtiyacını duyduğu, engellerine rağmen başkaları tarafından kabul edilmenin özgüveni ve sahiplenme duygusunu vereceğini de biliyordu.
Shay'in babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı ve (fazla birşey beklemeyerek) Shay in oynayıp oynayamayacağını sordu. Çocuk şöyle danışabileceği birilerine baktı ve sonra 'Şu anda 6 sayı gerideyiz ve oyun sekizinci turunda. Herhalde takıma girebilir ben de onu dokuzuncu turda vurucu olarak sokmaya çalışırım' dedi.

Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile takım t-shirtini giydi. Babası gözünde yaş, kalbi sıcak duygularla dolu onu izledi. Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı babanın mutluluğunu gördüler. Sekizinci turun sonunda Shay'in takımı birkaç puan kazandı ama hala 3 sayı gerideydi. Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi ve sağ açık sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda olmaktan son derece mutluydu ve babasının ona tribünlerden el salladığını gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Dokuzuncu turun sonunda Shay'in takımı yine puan kazandı. Şimdi bütün kaleler doluydu, oyunu kazanma şansı ortaya çıkmıştı ve topa vurma sırası Shay'e gelmişti.

Bu noktada Shay'in vurucu olmasına izin vererek oyunu kaybetme riskini mi almalıydılar? Şaşırtıcı bir hamleyle Shay'e sopayı verdiler. Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyorlardı çünkü bırakın topa vurmayı Shay sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu.

Ama Shay sahaya çıktığında top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara bırakarak Shay'e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne giderek yumuşak bir şekilde topu Shay'e doğru fırlattı. İlk topa Shay zorlukla sopayı savurdu ama ıskaladı. Atıcı tekrar birkaç adım öne doğru geldi ve topu yine yumuşak bir şekilde Shay'e doğru attı. Shay sopayı savurdu ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu.

Oyun şimdi bitecekti. Atıcı topu yerden aldı ve ilk kaledeki adamına kolaylıkla atabilecek ve Shay'i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti.

Ama atıcı topu aldı ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden diğer takım arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı.
Tribünlerdeki herkes ve iki takımda bağırmaya başladılar, 'Shay, ilk kaleye koş, ilk kaleye koş!' Shay hayatında hiç bu kadar uzağa koşmamıştı ama ilk kaleye gidebildi. Şaskınlıktan büyümüş gözleriyle yere çöktü.

Herkes bağırmaya devam etti, 'İkinci kaleye koş, ikinci kaleye koş' Nefes nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi. Shay ikinci kaleye geldiği sırada açık sahada diğer takımdan biri topu almıştı ... takımın en küçüğü olan bu çocuk kahraman olma şansını elinde tutuyordu. Topu ikinci kaledeki adamına atabilirdi ama top atıcısının niyetini anladığından o da kasıtlı olarak topu üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı.

Herkes bağırıyordu, 'Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay' Karşı takımdan birinin yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru döndürmesiyle Shay üçüncü kaleye koşabildi, 'Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!' Shay üçüncüye gelirken diğer takımdakı çocuklar ve seyirciler ayağa kalkmışlardı ve bağırıyorlardı, 'Shay, hepsini koş! Hepsini koş!' Shay hepsini koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak herkes tarafından alkışlandı.

'O gün', dedi babası, gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek, 'iki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi başardılar'.

Shay bir sonraki yaza yetişemedi. O kış öldü. Bir kahraman olduğunu ve babasını mutlu ettiğini ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde onu kucakladığını asla unutmadı.

Son NOKTA: E-mail ile hiç düşünmeden binlerce fıkra yolluyoruz, ama hayattaki seçimler konusunda mesaj olduğunda insanlar tereddüt ediyorlar.

Bunu size yollayan kişi hepimizin bir farklılık yapabileceği inancını taşıyor. Hepimizin her gün binlerce fırsatı olabiliyor 'doğal olan şeyleri' gerçekleştirmek için.

Bilgin bir adam bir zamanlar demişki: Her toplum, kendilerinden daha az şanslı olanlara nasıl davrandığıyla değerlendirilir.

Şimdi iki seçeneğiniz var:
1. Delete (Sil)
2. Forward (İlet)

Gününüz bir Shay günü olsun.

---
ATTENTION: SUBJECT Department MAILING <image - story-fantasy-flim-vidyo> indicate what it is like

Please confidential all submissions Bulk (BCC) from the panel, send

Before the subject of your message: films, story, Tell us about PICTURE

http://cinselfantazivehikayeler.blogspot.com/

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Seksi Hikaye.. Asansörde Zevk ve Sikiş!..






Asansörde Zevk ve Sikiş!..
Merhabalar Nurselim_Sevgilim okuyucuları ilk iki maceram yayınlanınca bu maceramı yazmadan duramazdım. Eski çıktığım kız arkadaşlarımdan birisi beni arayarak çalıştığı kurumun ( adı bende saklı kalsın J biz ona x diyelim) bir üst kademeye çıkma semineri için yapılacak eğitimin İstanbul'da 5 yıldızlı otellerinden birinde yapılacağını bildirdi. Böylece onunla görüşüp hasret giderecektim. İstanbul'a geldiği ilk zamanlar yoğun programından ötürü görüşemedik program bittikten sonra işyeri X'e 4 gün tatil verince ben de sevindim. 5 yıldızlı otelde kalacak kadar burjuva olmadığım için mecburen kaçak kalacaktım. Otele aksam geç vakte kalmamak koşulu (geç vakitte gelirsek otel personeli anlayabilirlerdi) ile ayrı ayrı geliyorduk.
İlk gün biraz çekindik ama daha sonra alıştık 3. günü taksimden döndükten sonra otele geldik. Her zaman ki gibi önce o çıktı arkasından ise ben çıkacaktım, çıkacaktım diyorum çünkü tam çıkacakken hemen lobinin önündeki masada bana pür dikkat bakan bir hatun dikkatimi çekti merhaba der gibi kafamı salladım ve gülümsedim alkolün de etkisi ile cesaretlenerek yanına oturmak için izin istedim bir kahve içer misin? dedi tabii ki dedim kahve sırasında konuştuk kendisi Ankaralı bir avukattı bir iş için gelmişti. Bu kısa sohbetin ardından sizi fazla sıkmayayım dedim ve izin istedim. Sen beni sıkmaktan değil yukarı çıkanı yalnız bırakmamak için bence de kalk dedi. Otel personeli anlamamıştı ama birisi işi çakozlamıştı.) Daha sonra gülümsedim ve ayrıldım. Yukarı çıktığımda arkadaşım neden geç kaldın diyince personel anlamasın diye lobide oturdum dedim. Bir gün sonra gene aynı olay tekrarlandı bu sefer benim kız yukarı çıktıktan sonra ben fazla beklemeden yukarı çıkıyordumki avukat hanımda geldi. Asansöre beraber bindik. 11. kata çıkacaktım o ise 14 kattaydı. Aşırı aldığım alkolün etkisi ile ona yaslandım. Mükemmel kokuyordu. Oracıktı dayanamayıp boynundan öpesim geldi. Ama çekiniyordum. Sağ kolu ile beni sarınca cesaretlenip onu boynundan öptüm.
Daha sonra özür dileyecektim ki asansörün dur düğmesine bastı. O zaman anladım olacakları. Ateş gibi sımsıcak dudaklarında hayat buluyordum sanki. Artık onu soyuyordum. Üstünde gece mavisi bluzu altta ise siyah eteği vardı. önce bluzunu çıkardım daha sonra o mükemmel göğüsleri özgürlüğüne kavuşturdum muhteşem bir görüntüleri vardı. 35 yaşlarında olmasına rağmen çok diriydiler. Sabaha kadar orada onları emebilirdim. Bir taraftan göğüslerini emerken bir taraftan da elimle şeftalisinin dillerini ayırıyordum. Islaklığı mükemmeldi elimi dilime getiriyor onu iyice çıldırtıyordum. Göğüslerinden fetişist olduğum bölgeye yani göbeğine gelince inlemeleri arttı "yeter artık gir içime" diye inliyordu. Ben daha zamanı olmadığını biliyordum. Çünkü parti yeni başlamıştı. Göbeğinin bütün kıvrımlarını emerek kırmızı g-strıngını çıkarıp o mükemmel üçgene doğru yöneldim "artık dayanacak gücüm kalmadı çabuk" diyordu. Ben ise klitorisini büyük bir iştahla emiyordum sayamadım ama eminim dakikalarca boşalıyordu. "Ne olursun ne olursun hadi" dediğinde artık zamanı gelmişti önce yavaş yavaş dil darbeleri ile benim aleti tam kıvamına getirdi. Göğüs arası yapmasını istiyordum ama onun dayanacak hali yoktu. Onu kucağıma alarak üstümde zıplatmaya başladım asansörün olduğu kat onun iniltileri ile çınlanıyordu ben hem onun ağzını tutuyor hem de kendimi sıkıyordum 15 dakikalık gidip gelmeden sonra ikimizde asansörün ortasına yığılıp kaldık daha sonra onun katına gelerek yarım kalan işimizi tamamlamak için odasına geçtik.
Odaya girer girmez benim alete saldırdı. Ağzına alıyor dondurma yalar gibi emiyordu çıldırtma sırası ondaydı. Çok güzel emiyordu. Beni tamamen çıldırtmasını istiyordum. Kulak mememden başlayarak aletime kadar inen, yarım saat süren ufak bir operasyon yaptı. Aletime indiğinde dil darbeleri ile testislerimi uyarmasını istedim çünkü bu işten büyük zevk alıyordum. Bunu çok güzel yapıyordu. Daha sonra aletimi göğüs arasına alarak emmesini istedim. O diri göğüslerinin arasına bir şeftali niyetini girip çıkıyordum. Göğüs arasına giriyor bir taraftan da onun dil darbeleri ile çıldıracak seviyeye geliyordum. Dil darbeleri bazen ısırık halini alıyordu. Acının yanında mükemmel biz haz veriyordu. Daha fazla dayanacak gücüm kalmamıştı. Büyük bir iştahla ağzına boşaldım aletimin ve göğüslerinin üzerinde kalan menileri dahi boşa harcamıyordu tamamını yuttu. Soğuk bir duştan sonra onu yatağa alarak bu sefer bacaklarından poposuna kadar yalamaya başladım hiçbir kareyi boş bırakmıyordum. Her tarafını ıslatıyordum. Daha sonra bir çeviklikle benim alete sarılarak yalama başladı. Artık 69 pozisyonundaydık ( evet bu hatun sanki benim bütün isteklerimi önceden biliyor gibiydi) dil darbelerimle üçgeninde gezintilere çıkıyor parmaklarımla poposunun deliğini uyarıyordum. Ben hazırım dediğinde Poposunu iki yana açarak aletimi şeftalisine sürtmeye başladım. En çok sevdiğim vaziyetlerden olan köpek vaziyetini alınca dayamadım ve içine girdim içine girdikçe daha da sıcak oluyordu. Bir on dakika sonra dayanamayarak içine boşaldım. Mükemmel bir gece geçiriyordum. Hiç durmadan sabaha kadar hem muhabbet ediyor hem de muhabbet aralarında zevkin sularına kendimizi bırakıyorduk. Bu şekilde sabaha kadar avukat A. hanım ile otelin duvarlarını çınlattık. Sabah olunca 3 alt odada kalan arkadaşımı arayarak otel personelinin şüphelendiğini o nedenle gelemediğimi söyledim. Çok üzülmüştü aynı şeyi paylaştığımı söylememem.


18 Haziran 2009 Perşembe

Türbanlı Kuzenim

Türbanlı Kuzenim: "33 yaşında evli bir çocuk babasıyım. Çok çeşitli cinsel deneyimlerim oldu. Bunları daha sonra yazacağım. Ama ilk olarak son yaşadığım ve halen devam edip aklımdan çıkmayan ilişkimi yazmak istedim. Yazmak istedim çünkü hiç kimseye anlatamadığım için içimde şişti bu konu.
Eşimin 26 yaşında Beyza isimli türbanlı bir amca kızı var. Kız 18 yaşından beri evli. Aynı şehirde olduğumuzdan sık sık ailece bir araya geliriz. Kocası 40 yaşında tabiri caizse mal tipli bir arkadaş. Ağzından kerpetenle laf alınır cinsten. Evde olduğu zamanlarda 24 saat oturup futbol maçı izler. Kız desen tam tersi cıvıl cıvıl. Kocası erken yatar, kendi gece geç saatlere kadar oturur. Evliliklerinde kavga sorunu filan yok ama karakterleri çok ters. Zaten bacanak tır şoförü olduğundan ayda 4-5 gün evde kalıyor.
Son yıllarda zaten türbanlı kadınlara karşı ilginç bir ilgim var. Beyza da tam ilgim olan tipte. 1.72 boylarında, kumral, beyaz tenli, başına örttüğü örtü yüzünün güzelliğini ortaya koyar şekilde yeşil gözlü,dolgun dudaklı bir kız. Vücut desen göründüğü kadarıyla bomba.
Beyza'nın bana karşı olan bakışlarından boş olmadığını anlıyordum. Eşime 'senin kocan ne iyi. hep berabersiniz. ne güzel anlaşıyorsunuz. seni gezdiriyor, espirili, kafa dengi' dediğini duyuyordum. Onla ilgili hayaller kuruyordum.
Geçen Ağustos ayında bir cumarteiişe gitmedim. Eşim annesine gezmeye gitmiş, bende akşam yanına gidecektim. Evde oturmuş internette geziniyordum. Birden kapı çaldı. Üstüm çıplak, altımda ise boxer şort olduğundan kapıyı yarım açarak baktım. Gelen Beyza idi. Eşimi sordu olmadığını söyledim. Öylesine uğramıştı. Laf icabı içeri davet ettim. Türbanlı da olduğundan kapıyı tam bile açmamıştım.
Sıcaktan bunaldığını söyleyip, 'ya ben bi su içip gidim bari' dedi. Mecburen kapıyı açtım ama şaşırmıştım. İlk defa başbaşa kalmıştık. İçeri davet edip, “ben üstüme bir şeyler alayım” dedim. “Lütfen gerek yok, ben zaten gidicem” dedi.
Koridordan geçerken kalçalarına bittim. Üstünde dar ve uzun bir etek vardı. Etek kalçalarını tam olarak kavramıştı. Zayıf vücuduna göre geniş kalçaları çok güzel görünüyordu. Onun üstüne uzun kollu, yine dar bir gömlek giymişti. Göğüsleri düğmelerini kopartacak kadar gömleğini zorluyordu.
Verdiğim suyu kana kana içti. Kapıyı kapatıp klimayı açtım. Kocasının sefere çıktığını, evde yalnız sıkıldığını ve dışarı çıktığını anlattı. Konuşurken yeşil gözleri boxer şortumdan kabaran yarağıma takılıp duruyordu. Bunu fark ettiğimden bacaklarımı daha da açtım. Dudakları o kadar güzel hareket ediyordu ki ısırmamak için zor duruyordum.
“Yalnızlık zor değil mi?” diye sordum.
“Hem de çok zor. Ama kocam evde olduğu zaman çok da bir şey fark etmiyor. Oturup akşam 10’a kadar maç izliyor, sonra da yatıyor. İnan tek başıma oturup TV izliyorum. Çok sıkıldım aslında.” Dedi.
“Ya senin kocanı da anlamak mümkün değil. Benim senin gibi güzel bir karım olsa sabaha kadar istese otururum. Bir dediğini iki etmem” dedim.
Ona açılmak istiyordum ama cesaret edemiyordum. Aksi bir karşılık almak ortalığı çok karıştırırdı. Bir de türbanlı olduğundan daha önce sadece tokalaşabildiğim bir kadındı. Bu lafla bir kapı açmaya çalışıyordum. Aldığım cevap bana fırsat yarattı.
“Valla benim de senin gibi kocam olsa, aynen bir dediğini iki etmem. Kuzenim gerçekten çok şanslı. Benim gibi 16 yaşında mal gibi bir adama verilmedi. Türbana sokulmadı. Kıskanmıyorum desem yalan olur.”
“Teşekkür ederim. Beni beğenmen çok hoşuma gitti. Ya bir şey söylicem ama kızmayacaksın.”
“Söz kızmam söyle lütfen” dedi.
“İşin aslı ben seni ilk tanıdığım günden beri çok beğeniyorum. Daha önce seni tanısam, seninle evlenmeyi çok isterdim. Ama kısmet böyleymiş demek.” dedim.
Verdiği cevap beni şok etmişti;
“Kısmet derken çok mu geç?” dedi.
“Nasıl yani? Evliyim, bir de çocuğum var” dedim.
Oturduğu koltuktan kalkıp yanıma geldi. Elini yanağıma koyup;
“Ben sana benimle evlen demiyorum. Ama benimde cinselliğe ihtiyacım var. Senden kocam olmadığı zamanlarda bana kocalık yapmanı istiyorum.” Dedi.
Hayretten ağzım açık kalmıştı. Gözlerine kitlenip donmuştum. Şok’u üzerinden atıp ayağa kalkarak hızla etli dudaklarına yumuldum. Deli gibi öpüşüyordu. Dilini ağzımda gezdiriyordu. İmrenerek baktığım kalçalarını avuçlamaya, diğer elimle de göğüslerini okşamaya başladım. Şimdiden inleme başlamıştı.
Boynunu yalarken göğüslerini gömleğinden kurtardım. Sütyenini hızla yukarı sıyırdım. İnanın süt gibi beyaz, kavun büyüklüğünde, dimdik, zeytin gibi uçları irileşmiş muhteşem göğüsleri vardı. Rahat 10 dakika göğüslerini yaladım. Beyza duruşundan farklı bir tavırla şortumdan dışarı çıkan yarağımı okşamaya başlamıştı. Daha sonra arkasına dolandım. Yaslanma hayalini kurduğum kalçalarına yarağımı yaslayarak boynunu yalamayı ve göğüslerini sıkmayı sürdürdüm. Başındaki örtüyü çıkartmak istedi, izin vermedim.
Seninle başında örtüyle sevişmek istiyorum dedim.
Aşağı doğru çömelerek eteğini yukarı doğru sıyırdım. İnanılmaz bir şey olmuştu. Beyza’nın altında külot yoktu. Bembeyaz, muhteşem bir kalça gözlerimin önündeydi. Ellerimle usulca okşadım. Eğilmesini istedim. Eğilince üzerinde tüy bile olmayan fıstığı açıldı. İştahla yalamaya başladım. Mis gibi kokuyordu. Dilimi kah amında, kah açılmamış göt değinde gezdirdim. Beyza bayılacak gibi inliyor, yarağımı tutmaya çalışıyordu. Hemen sırtımı yere koyarak uzandım. Önce bir süre yüzüme oturdu, sonra 69 pozisyonu aldı. Yarağımı öyle bir iştahla yalamaya başladı ki, anlatamam. Gırtlağına kadar ağzına dipliyor, çıkartıyor, dilini üzerinde gezdiriyor, daşaklarımı somuruyordu. Beyza’dan hiç beklemediğim bir muameleydi ama korkunç zevk alıyordum. Bızırığını yalarken, am suyu ve tükürükle ıslanmış küçük göt deliğine parmağımı sokmaya başladım. İlkin irkildi. Belli ki daha önce hiç ellenmemişti. Sonra kendini bıraktı. Yarağımı daha bir iştahla yalayışından, hoşuna gittiği anlaşılıyordu. Götüne soktuğum parmakların sayısı üç olmuş Beyza daha da şevke gelmişti.
İnlemeleri odayı kaplayan Beyza, aniden dönerek dudaklarıma yapıştı. Üzerime yerleşip yarağımı içine aldı. Derin bir ohhhh çeken Beyza’nın gözleri kaymıştı. “İçime boşalabilirsin, benim çocuğum olmuyor” diyen Beyza hızla üzerimde zıplamaya başladı. Bacakları kasıldı, titreyerek boşalıyordu. Bende dayanamadan içine boşaldım.
Beyza üzerimde yığılıp kalmış, yanaklarıma küçük öpücükler konduruyordu. İlginç olan yarağım sertliğinden hiçbir şey kaybetmemişti. Beyza’yı üzerimden indirip yere yatırdım. Bacaklarını diz altından bükerek kollarımla kavrayıp, şeftalisini havaya doğru kaldırarak içine dipledim. Başındaki örtü biraz sıyrılmış, saçının saçakları alnına dökülmüştü. Yüzü kıpkırmızı yarı baygın gibi bir durumdaydı. Konuşmuyor sadece inliyordu. Kulağına eğilip, arkasına girmek istediğimi söyledim. Başını sallayarak onayladı.
Yattığı yerden kaldırarak koltuğa yaslayıp domalttım. Muhteşem kalçası şimdi tam önümdeydi. Belini içe doğru kırmış, kalçasını havaya doğru dikmişti. Hızla amına girdim. Pompalarken göt deliğine tekrar parmaklarımı sokmaya başladım. Götü artık kıvamına gelmişti. Amından çıkarttığım yarağımı göt deliğine dayadım. Biraz gerilmişti, rahat olmasını söyledim. Yarağımı ilk ittirmemde 5-6 cm girmişti. Ayyy diye bir çığlık atan Beyza, hadi gir artık dedi. Yarağımı yavaş yavaş dibine kadar soktum. Daracık göt deliği yarağımı sarmış, sıkıyordu. Başındaki örtüyü tutarak hızlanmaya başladım. Beyza artık zevkten çığlık atıyordu. Ben döllerimi Beyza’nın arka deliğine boşaltana kadar en az iki defa daha boşalmıştı.
Boşaldıktan sonra birlikte duş aldık. Yarağım inmek bilmiyordu. Duş kabininin içinde domaltarak bir posta daha siktim Beyza’yı. Banyodan çıktığımızda artık ikimizde bitmiştik. Beyza hayatından hiç böyle bir zevk yaşamadığını itiraf etti. Bende çok zevk almıştım. Ağustos ayından beri hemen hemen her hafta Beyza ile bir gün sevişiyoruz. Ben aramasam Beyza arıyor, nerde kaldın kocacım diye. Ve inanın her sevişmemiz ilk sevişmemiz gibi şehvetli geçiyor. Hele türbanlının tadı bir başka oluyor…"

Bakire Türbanlı Artık Özgür

Bakire Türbanlı Artık Özgür: "Selam hakan ben ankaradan.muhasebeciyim.lkısa ve öz gececeğim yaşadıklarımı.işimizin gereği bir çok kez kısa seyehatlerde bulunuyor ve misafirlerimiz oluyordu.yine böyle bir kış günü

muhasebe hesaplarını tuttuğumuz marketin gelir beyannemasi gelmesi gerekiyordu fakat gelmedi.bende tlf açtım ve bu gun içerisinde gelmesi gerektiğini belirttim.ve göndereceklerini söylediler.aradan 2 saat kadar gecmemiştiki kapı sesiyle irkildim.açtığımda kapıyı kapalı ve oldukça güzel bir kız belirdi.nezaketren buyur ettim içeri.sıcak bir çay ikram ettim ve gecikmenin vereceği zararlardan söz ettimadı seren di.21 yaşındaydı.muhabbeti koyulaştırdık baya.ben ise böle biri karşısında aşırı tahrik omuştum.çunku harşka vucudu vardı.bunu pardesusunun üzerinden hissedebiliyordum.masanın altından elimi aletimde gezdiriyordum.açtım alttan resmen okjşamaya başladım aletimi ona bakarak.o kalkması gerektiğini söyledi.ama aklım onda kalmıştı.o kadar çok azmıştımki aletim demir gibi olmuştu.kalkarken lavaboyu sordu.göstewrdim ve girdi içeri.kapının kilidi yoktu.bi çılgınlık yapmaktan ise korkuyordum.butun kariyerim ve işlerim mahvolabilirdi bi şey anlarsa.ama kalkmışa söz dinletemedim ve girdim içeri.aynaya bakıyordu makyuajını tazeliyordu.ne demek oluyor nu dedi.bende bişey demek değil deyim arkasından sarıldım.kalkan aletimi arkasına dayadım ve memelerine sarıldım hemen.çırpınıyordu.bağırıyordu ama ben çoktan kapamıştım tum kapıları ve duymaları imkansızdı.pardesunu çıkarmaya çalışıyordum.ama o yalvarıyordu kızım ben diyordu ama dinleyen kim.pardesusunu alttan kaldırdım beyaz kilotu ile beraber karşımdaydı o harika götü.onuda indirdim aşağı.artık götü önumdeydi.aletimi çıkardım ve dayadım arkasına.niyetim sokmak değildi.tahrik omasını istiyordum birazcık.ama olmuyordu.çevirdim kendime.kaçmasının mumkun olmnadığını söyledim ama o hala ağlıyordu.kilotunu tekrar giydirdim.ve pardesusunu çıkardım.içinde meğer bir etek daha varmış ve bir bady.önce badisini çıkardım zorlayarak.sonra sütyeninin üzerinden memelrini okşadım.elimi ise amında

gezdiriyordum.arada parmak atıyordum kilotunun kıyısından.eğildim ve kilotunun kıyısından amcığını yalamaya başladım.o kadar temiz ve bakımlıydıki böylseine inanamadım.yalamaya dewam ettim.amcığı sulanıyordu ama o hala ağlıyordu.kilotunu çıkarmadan dewam ettim yalamaya deliğini.ve alewtimi yavaş ça çıkardım pantolonumdan ve eğilmesini ve yalamasını söyledim.yapmadı.zorla eğdim başını.ve verdim ağzına.aldı ve emdi.o emdikçe iyice kalkıyordu aletim.ağzı yapış yapış olmuştu.artık sokma zamanım gelmişti.iyice kalktı aletim ve amına sokmak istiyordum.kilotu hala üzerindeydi.eline al dedim.

--hayır

__al dedim

__yapma

__ al şunu hadi

__ pe pe peki

___al eline ve aletimi kilotunun kıyısından amını n dudakları arasında sürt.

___olmaz yapma bunu ben kızım.

___son kez diyorum dedim

___tamam diye ürkek bi sesle aldı eline aletimi.yumuşacıktı elleri.usulca ve ürkekçe aldı eline aletimi ve kilotununn üzerine bastırdı.içine sok dedim aletimi.tamam dedi.ve aletim artık amcığıyla buluşmuştu.sıcacık ve ıp ıslaktı.dudaklarının arasında sürt dedim tekrar.artık karşı koyacak gücü kalmamıştı.onuda yaptı.hızlı bir hamleyle iki elimle ellerini duvara dayadım.ve amının dudaklarında oplan aletimi yavaşça içine kaydırdım.hepsi bir anda girivermişti.o kadar ıslanmıştıki amcığı zorlanmadan alıvermişti 19 cm lik aletimi.gelip gidiyordum amında.hızlı hareket ettikçe o garip sesler çıkarıyorıyordu ve memelri bi o yana bi bu yanba sallanıyordu.aletim amında ellerim memelerinde dudaklarım ise dudaklarım ise boynundaydı.o kapalı ve ağır başlı kız altımdaydı.boşalmak üzereydim.aletimi çıkardım ve eline verdim amının üzerinde tutasrak okşa dedim.ve bir iki okşadıktan sonra sular seller gibi amcığınja boşaltmıştım tum menilerimi.ve menilerim amından akan kıp kırmızı kana karışmıştı.o gün iki defada arkadan siktim onu.ve 6 senedirde sikiyorum o artık benim karım olmuştu.dayanamadım.vicdanım sızkladı.çokta güzel bi kızdı.istettim annemlerden verdiler sağolsunlar."